Her çocuk , duyduğu veya başına gelen her şeyi ilk önce annesiyle paylaşır. Çünkü anne yavrusunu en içten dinleyen ve onun sevinciyle sevinip üzüntüsüyle üzülen hatta ondan daha  çok tepki gösteren tek kişidir.
Küçüklüğümden itibaren  iyi veya kötü beni etkileyen, şaşırtan sevindiren veya üzen her şeyi ilk olarak anneme söylerdim. Ona henüz söylemeye fırsat bulamadıysam o şey eksik olurdu adeta.
Ben duygularımı çok yoğun yaşayan ama dışa vuramayan birisiyim. Dışarıdan ne çok sevindiğimi anlarlar ne çok üzüldüğümü. Oysa içimde fırtınalar kopar. Yaşamım boyunca  sayılıdır ağladığım. Annemi kaybettiğimde de hiç ağlayamamış, donuk bakışlarla sadece yapılması gerekenleri yapmıştım. Kendimi nasıl kasdıysam bir ay sonra uzun süre fizik tedavi görecek kadar tüm kaslarım gerilmişti.
Annem için ilk ağlayışım ne zaman oldu biliyor musunuz? Büyük kızım Yasemin evlenmeye karar verdiğini bana söylediğinde  bir anne olarak o sevinci yaşadıktan kızımı aynen annemin beni dinlediği gibi dinledikten sonra ilk iş olarak  bu haberi annemle paylaşmak isteği uyandı içimde ona söylemeliydim. Ne kadar sevinecekti ilk göz ağrısının bu güzel haberine. Ona hep ilk göz ağrım derdi. Küçük kızım Funda elini çabuk tutmuş ondan önce evlenmişti. Onun düğününde artık hasta olmasına rağmen nasıl mutluydu. Hayranlıkla kızımı izliyor bana bakıp gülümsüyordu.
Elim telefona gitti. Ve o gerçek bir daha beynime dank etti. Bunu paylaşacağım ve en az benim kadar sevinecek annem yoktu artık. Telefon elimde annemin ölümünden sonra ilk defa hıçkıra hıçkıra ağladım. Ve canım kimseye haber vermek istemedi. Çünkü kimse annem gibi dinlemeyecekti.
O gün bu gün hiç kimseyle bir şey paylaşmaz oldum.  Şimdi tek sevincim kızlarımın haberlerini aynı annemin enerjisiyle dinlemek onlardan çok sevinip onlardan çok üzülmek…. Bu arada annemde  yüzde yüz yaşadığı ama benim ancak şimdi anladığım bir şey varsa o da çocukların paylaşmadığı bir konu olup olmadığını merak edip endişelenmek. Onların gözlerine, seslerine dikkat edip kendi kendimi yiyip  bitirmek. Bunu anlamak için aptal saptal konular bulup onlara tekrar tekrar telefon etmek. Bunları canım annem de yapardı ama o zamanlar anlamazdım. Artık çok bunaldığımda ancak mezarına gidip ona tüm yaşadıklarımı anlatıyor ve diyorum ki “ ARTIK KİMSEYLE BİR ŞEY PAYLAŞAMIYORUM ANNE”Sevgiyle kalın coşkuyla yaşayın….
BİHİN EDİGE

AYDINLIĞIN OLMAMASIDIR KARANLIK......... KARANLIKTAN ŞİKAYETÇİ OLAN VARSA VE KENDİNİ AYDINLIK OLARAK GÖRÜYORSA.......SORUN ONDADIR.....ÇÜNKÜ ORTADA OLSA ORTALIK AYDINLANIRDI....

SEVGİYLE KALIN COŞKUYLA YAŞAYIN....
BİHİN EDİGE

 

KENDİMİZ OLAMAMAMIZ (YA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL.....YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN)..........RUHSAL BAĞLANTIMIZI KAYBETMEMİZ BEDENİMİZİN HASTA OLMASINI SAĞLIYOR....

SEVGİYLE KALIN COŞKUYLA YAŞAYIN...
BİHİN EDİGE

İYİLEŞMEYECEK HASTA VARDIR......

BEN SÖYLEMİYORUM HIPPOKRATES...... SÖYLÜYOR.....

GERİSİ SİZE KALIYOR...

BİZİ BİZ YAPAN SEÇİMLERİMİZ.....

SEVGİYLE KALIN COŞKUYLA YAŞAYIN...
BİHİN EDİGE