SEN KİMSİN? ŞEREFSİZ!!!!!


Son zamanlarda bilhassa ekranlarda çok duyduğumuz iki laf. Herkes büyük bir kibirle karşısındakini küçümsemek için “Sen kimsin” diye soruyor.


        Son zamanlarda bilhassa ekranlarda çok duyduğumuz iki  laf. Herkes büyük bir kibirle karşısındakini küçümsemek için  “Sen kimsin” diye soruyor.  Veya  kızdığı kişilere , topluluklara, zihniyetlere veya ülkelere  “şerefsiz” diye haykırıyor.

Öfkenin, kibirin ve kıskançlığın  ifadesi olan bu haykırışların altında aslında büyük bir kompleks yatıyor. Kendisini küçük ve yetersiz bulma. Kendisini gerçekleştirmiş, belirli bir bilince ermiş kişiler bu soruyu tam tersi şekilde soruyor “Ben kimim?” veya şeref nedir? Ben ne kadar şerefliyim?

Ben kimim? Samimi olarak sorulduğunda zaten  tekamülün  uzun bir yolculuğuna çıkarır kişiyi. O yolda  karşısındaki kişileri ve olayları anlama yetisi vardır. Böyle bir kişi karşısındakiyle  özünün bir olduğunu anlar o öze koşulsuz sevgi duyar  fakat dünyasal egosunun  yarattığı eksikliklere cevap verir, tespitte bulunur veya ceza verir .

“Şerefsiz” e  gelince . Bu sözü söyleyen kaç kişi kendi şerefini düşünür aslında. Ülke de ne olursa olsun koltuğuna yapışıp istifa etmeyenlerde ne derece şeref vardır.  Yüzlerce kişilerin ölümüne sebep olan iş kazalarında bilhassa maden ocaklarında sorumluluğu olan  para babalarındaki şeref  ne kadardır? Kendini sorumlu hissederek  en ufak bir olayda , kimse onu  suçlamazken , harakiri yaparak hayatına son veren bir Japon’un şerefini beklemesek de , Brexit referandumundan sonra istifa eden Cameron’un şerefini insan buradaki siyasettçilerden de bekliyor doğrusu.

Etrafa bakınca gururlu kişilerin kibirlerinden geçilmiyor ama maalesef ülkemizde , onurlu az kişi kaldı zamanımızda.


Gurur diyince……..Kaç aşk bu yüzden bitmiştir, kaç ilişki tükenmiştir, nice dostluklar sona ermiş, kaç kişinin işine son verilmiştir.Kimse burnundan kıl aldırmaz, asla lafın altında kalmaz,öyle bir atar ki mangalda kül bırakmaz. Kendini ispat etmek istedikçe batar da batar bir daha yukarı çıkamaz.

Gururun olmadığı yerde mütevazilik olgunluk ve onur vardır. Bu arada hem gurursuz hem onursuz olanlara lafım yok zaten onlar onarılmaz bir durumdadır.

Oysa ONUR bilgelikten kaynaklanır, evrensel yasalarla aydınlanır ve içinde bulunduğu kişileri pırıl pırıl parlatır. Onurlu insanın kendi evrensel değerleri vardır. Yalan söylemez, kul hakkı yemez, iftira atmaz, çalmaz, herhangi bir canlının, insan olsun, hayvan olsun,bitki olsun canına kıyamaz. Koşulsuz sever,değer bilir en önemlisi zariftir ve kendini bilir. Dolayısıyla kendini gerçekten bilen biri için el alemin dedikleri hiç önemli değildir. Özünün farkında olduğu için sıfat peşinde koşmaz ama o sıfatlar gelir onu bulur.

 

Dünya paramparça yanıyor. Nefis o kadar evreni zapt etmiş ki insanlık bu yanan cehennemde acı çekiyor. Rollerini çok iyi oynayan karanlık güçlerin esirlerine sözüm yok….. Ama bu cehennemden kurtulmak isteyen,  aydınlığı özleyen bizler gibi kişilere ne oluyor da bir güç birliği yaratamıyoruz?

 

Eğer nefsin yarattığı şeytana uyuyor ve ara da sıra da bizde yoldan çıkıyorsak başka, gene nefsin bir ürünü tembelliğe, bana neciliğe esir düşüyorsak o da daha bir başka ama geri kalan anlaşmazlıkların sebebi gurur değil mi?

 

Yeni yılda gurur peşinde olmayan, onurlu insanlardan oluşan, elele vermiş GÜNEŞ’e koşan kişilerle, önce yurdumuzda sonra dünyamızda barış için çalışmaya var mısınız? diyorum. Ve tüm insanlığa onurlu bir yaşam diliyorum.

 

SEVGİYLE KALIN COŞKUYLA YAŞAYIN

 

BİHİN EDİGE

 

Geri Dön