MİLLİ DEDİĞİMİZ EĞİTİM SİYASİ OLURSA GELİNEN SONUÇ BUDUR


Sağlıklı bir toplumun temelini, bedensel, ruhsal ve sosyal ilişkilerinde sağlıklı olan bireyler oluşturur.


Sağlıklı bir toplumun temelini, bedensel, ruhsal ve sosyal ilişkilerinde sağlıklı olan bireyler oluşturur.

Bireylerin sağlıklı bir paradigmaya ve evrensel değer yargılarına sahip olabilmeleri çok yönlü gelişmelerine ve doğru  eğitimlerine bağlıdır.

 

Yeni gelişmekte olan bir bireyin eğitimi özerk ve evrensel yasalara göre hareket eden bir Milli Eğitim tarafından verilmelidir.

 

Ancak siyasi partilerin güdümünde olan bir Eğitim bakanlığının evrensel olmasını bir yana bırakalım milli olmasının bile imkansız olduğunu son gelişmeler maalesef gözler önüne sermektedir.

 

Milli Eğitim  tek kişilik şahsi ve keyfi bir mevki değil ancak bilim ve yasalara göre yönetilecek bir mevkidir.

 

Mustafa Kemal Atatürk  önerliğinde kurulan Cumhuriyetimiz ve ilkelerimiz bizi çağdaş uygarlık seviyesine çekecekken,  Atamızın ölümünden itibaren izlenen yanlış politikalar , siyasi ve kişisel menfaatler peşinde koşan insanların politikayla daha fazla ilgilenmeleri sonucunda yurdumuz sahipsiz kalmış ve dış odakların serbestçe at koşturabildiği bir alana dönmüştür.

 

Özellikle gerçek eğitimden uzaklaştırılarak cahil bırakılan halkımız kolayca aldatılacak bir toplum halini almıştır.

 

Bazı kesimleri beslediği için bu kendi kısır döngüsünü  oluşturan ve bundan nemalanan  siyaset,mafya ve tarikat engeli aşılarak dürüst,adil,fırsat eşitliği sunan yasalara uygun bir ekonomiye  ulaşamayan Türkiye’miz bir de cehalet batağında yavaş yavaş yok olmaya başlamıştır.

 

Bugün çeşitli açılımlarla çözülmeye çalışılan sorunlar aslında kök sorunlarımız değil tali sorunlardır. Gerçek sorunumuz.

 

1)    Ekonomi.

2)    EĞİTİM’dir.

 

Her hangi bir siyasi partinin yönettiği Eğitim bakanlığının milli olmasından söz edilemez ve edilemeyeceği de görülmektedir.

 

Milli Eğitim. Silahlı kuvvetler kadar özerk olmalı benzer yönetim ve yapıya göre yeniden yapılandırılmalıdır.

Eğitim ve öğretim hürriyeti   Anayasaya sadakat borcunu asla ortadan kaldıramaz.

 

Hükümetlerin, eğitimdeki temel görevleri gözetim ve denetim yapmak iken, günümüzde, eğitim yoluyla toplumdaki eğitim kalitesini bozarak ülkeyi düşmana teslim etmek görevini bilerek veya bilmeyerek üstlenmişlerdir.

 

Siyasileştirilen eğitimimiz en kısa zamanda millileştirilmeli evrensel ve çağdaş yasalarımıza göre yeniden yapılanmalıdır.

 

Böylelikle Türk ulusunun  bireyleri:

 

BENLİĞİYLE ULUSAL,

YÜREĞİYLE EVRENSEL,

AKLIYLA ÇAĞDAŞ  olacaktır.

 

Sevgiyle kalın coşkuyla yaşayın

 

BİHİN EDİGE

 

 

Geri Dön