Küçükken TIP diye bir oyun oynardık. Herkes kendi halinde hoplayıp zıplarken ebe olan birisi “TIP” derdi. Herkes olduğu yerde donar kalırdı. Kim uzun süre kalırsa o kazanırdı.
CORONA tüm dünyaya “TIP” dedi. Donduk kaldık. Ve devreye sağlık çalışanlarımızla TIP girdi. Bedenlerimizi kurtarmaya çalışıyorlar ve Allah razı olsun harikalar , fedakarlar ve kalbimizin en derinlerinden gelen sevgi ve saygı dolu alkışı hak ediyorlar.
Ama CORONA ya da kızmayalım. Hatta teşekkür edelim. Bize kendimizi yaratmak için büyük bir fırsat tanıdı. Çünkü dünyamız yeni bir boyuta adım atıyor. Biz yeni boyutun frekansına uyum sağlarsak bu yeni boyutta yaşayacak yoksa yok olup gideceğiz. Bu arada aynı şekilde corona da onun için yeni bir beden olan insan bedenine (şimdiye kadar hep hayvan bedeninde yaşıyordu) alışmaya çalışıyor. Çünkü bir beden olmasa yaşayamayan virüs, insan ölürse o da ölecek. Biz nasıl doğa ölürse ölürüz ama cahillik döneminde bunu hiç fark etmiyor ve doğayı katlediyorsak, corono da onun doğası olan insan bedenine zarar vermemeyi öğrenmek zorunda yoksa kendi de yaşayamayacak.
Aslında evrenin verdiği mesaj çok açık. Vakit doldu. Büyük çoğunluk sistemi idrak edemedi. Sistem bizi sallıyor, uyandırmak için sallıyor. Ya uyanıp cennet boyutunda 4. Boyuta atlayacağız ya sınıfta kalıp yeniden baştan başlayacağız.
1 ve 2. Boyuttayken biz, uyanabilmemiz için , anlayabileceğimiz frekansta bilgiler peygamberler vasıtasıyla dünyamıza indirilmiş. Ama bu bilgiler insanı kullanmak isteyen karanlığın esiri kişilerce saptırılarak, insanlığı korku ve kurban zihniyetine hapsetmiş ve onlarla resmen oynuyor. Birbirleriyle savaştırıyor, üzerlerinden para kazanıyor, köle yapıp sömürüyor ve zavallı insanlar onların yarattığı girdaptan dışarıya çıkamıyor.
Bir kısım kişiler bu girdaptan çıktığını zannedip tamamen sistem dışı bir boşlukta debeleniyor, kendilerini dünyevi hazlarla var etmeye çalışıyorlar.
Oysa sistem, yukarıya yani 4. Boyuta çıkabilmek için (aslında yukarı aşağı diye bir şey yok ama o titreşim ağlarını anlatmak çok zor) hepimizi DENGE’ye çağırıyor.
Bizler 1. Ve 2. Boyuttayken (ki hala böyle kişiler çoğunlukta) peygamberler vasıtasıyla gelen bilgiler her ne kadar evrensel ise de o zamana uyumlu. Gerçi o bilgileri ileri boyutta bir anlayış ile okursanız çok farklı şeyler anlayabilirsiniz ama düz bir anlayış ile sizi olduğunuz yere hapseder.
“Biz sizi her an yeniden yaratmaktayız” diyen RABBİM yaratmaya devam ediyor ama bir kısım kişiler eskiyi muhafaza etmek adına olduğu yerden kıpırdamıyor. (Bunların aralarında aynı kafada olup çağdaşlığı kılık kıyafet sananlar olduğu gibi hala 1000 sene öncesinin kıyafetleri ile gezenler bile var. Allah başka dert vermesin ne diyeyim.)
Şu an bilim çağındayız. Bilim, görünmezi görünür hale getirdikten sonra bunu teknoloji ile dünyada kullanıma açmak. Evrenin sırlarına vakıf olmak. Ve en önemlisi kendimizi tanımak.
Tüm dünya, hepimizin bir bütünün parçası olduğumuzu anlamadan , kendi egosunu şişirirken, karşısındaki insanları, hayvanları,doğayı göz ardı ederek , tamamen dünyevi değerleri kendisine efendi edinerek yaşıyordu ki, TIP dedi corona. Ve TIP devreye girdi, bilim devreye girdi. Tüm dünyadaki ibadet alanları kapanmak zorunda kaldı. Çünkü ibadetin ne olup ne olmadığını hala idrak edememişti bu kişiler.
Bu dünya yaşamı devam ettirebilmek için dualiteyi kullanıyordu. 4. Boyuta geçmek için dualiteyi birlik bilinciyle yaşamamız şart idi. Ama dualitenin en önemli iki enerjisi eril ve dişil enerjiden biri , kadın bastırılmış ve erkek kışkırtılarak bu birlik bilinci ayaklar altına alınmıştı. Denge yerle bir edilmişti. Bundan 100 sene önce bizi altınçağa hazırlayan enerji boyutundan gelen bir görevli tam da bizim coğrafyamızda yeni dönemi başlattı.
“Bir toplum cinslerinden yalnız birinin yüzyılımızın gerektirdiklerini elde etmesiyle yetinirse, o toplum yarı yarıya , zayıflamış olur. Bizim toplumumuzun uğradığı başarısızlıkların sebebi,kadınlarımıza karşı ihmal ve kusurdur.”
“Yurtta sulh cihanda sulh”
“Bilim ve fen nerede ise oradan alacağız ve ulusun her bireyinin kafasına koyacağız.” Diyen MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ‘ün simgelerinden olan 19………COVİD_ 19 corona virüsünün . 19 unun da bir mesaj olduğunu düşünüyor, bu tıp diyen enerjinin dişil enerji olduğunu hissediyor ve kurtuluşumuz için 23 nisan tarihini ön görüyorum.
Sevgiyle kalın Coşkuyla yaşayın…
BİHİN EDİGE