Bir hafta sonra 2014 yılına gireceğiz. Yeni yıla giriş, yeni umutlar, yeni projeler demektir benim için.
Bir hafta sonra 2017 yılına gireceğiz. Yeni yıla giriş, yeni umutlar, yeni projeler demektir benim için. Hangi şartlar içerisinde olursam olayım, içimi bir heyecan kaplar. Gece yatarken yeni senede yapmak istediklerimin hayalini kurar, sabahları kalkıp kahvemi elime alıp da kitabımı okuduğum koltuğuma oturduğum da ilk olarak gece düşündüklerimi kağıda dökerim.
Yeni yılın arifesinde herkesin kendi yaşantısının muhasebesini yaptığına ve ne yapmak istiyorsa ona göre kendisine nasıl bir yatırım yapması gerektiğine (Belki bir kursa gitmesi, sağlığı veya görünüşüyle ilgili çalışması, belki ek bir iş gibi) karar verdiğine, bunlar için ne kadar paraya ihtiyacı olduğunu hesapladığına inanırım. Ve hemen her arkadaşıma yeni yıl için neler düşünüyorsun diye sorarım.
Aslında dikkat ettim ki bir çok kişi pek de bir şey düşünmüyor. Hani “Nasılsın? Ne var ne yok” diye sorduğunuzda bir çok kişiden şu cevabı alırsınız ya “Ne olsun yuvarlanıp gidiyoruz” Aynen yuvarlanıp gidiyor. Nehirlerin açtığı yataklardan aktığı gibi, kendi düşünce kalıplarının açtığı yolda yuvarlanıp gidiyorlar. Oysa zaman değişiyor , mekan değişiyor, şartlar değişiyor. Bu değişime göre hedefini belirlememiş ve kendini o hedefe göre güncellememiş isen çığ gibi gelen yeni dalgaların içinde yuvarlanıp gidiyorsun ve buna da kader diyorsun.
Tüm bu hisler içerisinde olduğum şu günlerde dün haberlerde bir anket sonucu ilgimi çekti.
Aralık ayına girdiğimiz günden beri , nereye adım atsan muhakkak milli piyango bileti satan birileriyle karşılaşıyorsun. Milli piyango bayileri, bakkallar veya bazı dükkanların haricinde, sanırım işsiz güçsüz kim varsa İstanbul’a gelmiş, onar on beşer kişilik guruplar halinde ellerinde biletler adeta gelenin geçenin üzerine saldırıyor , hepsi kendine göre insanların duygularına hitap edecek değişik deyişlerle bu piyangonun kesin sana çıkacağına seni ikna etmeye çalışıyor. Ve bir umut hemen herkes bilet alıyor.
İşte bu bilet alan kişilere “Bilet size çıksa ne yaparsınız? “ diye sormuşlar. %80 e yakın verilen cevap: “Deliririm” “Aklımı kaybederim” gibi yanıtlarmış. Yani görünen o ki bırakın yeni yılda yeni bir proje insanların eline para geçse %80 i delirecek. Sanki etrafta deli azmış gibi.
Bilet alanların hepsi de “Allahım bana çıksın diye dua ediyor” Şimdi düşünüyorum da bu durumda Allahın yerinde olsam bu duaları kabul eder miydim? Zaten pek de gidişatından memnun olmadığım dünyada bu dünyanın bu hale gelmesine sebep olan insanların %80 ninin daha delirmesi pek de iç açıcı olmaz diye düşünmez miydim?. Dünya birbirini yiyor, yetim hakkı yiyenler doymamışlar ki ikiye bölünmüş biri ellerini göklere açıp BEDDUA ederken diğeri öfkeyle onu halka şikayet edip DUA edin diyor. Vallahi ALLAHIN İŞİ DE ZOR duaları kabul mu etsin, yoksa bize acıyıp yeni bir yol mu çizsin?
Herkese mutlu, sağlıklı, neşeli , huzurlu , başarılı ve sevgi dolu yeni bir yıl diliyor. eğer yaşamınızın gidişatından memnun değilseniz ve hayatınızın değişmesini istiyorsanız size Albert Einstein’in şu sözlerini hatırlatmak istiyorum: “Bir problemi , onu yarattığın düşünce kalıbınla çözmen imkansızdır.” Yine Einstein ‘nın delilik tarifi:” Hep aynı şeyleri yaparak değişik sonuç bekleyene deli denir.”
Sevgiyle kalın , coşkuyla yaşayın……
Bihin Edige