Cumhuriyetin 87. yılı yaklaşırken, Cumhuriyeti kutlamaya ne kadar hakkımızın var olup olmadığını düşünmeden edemedim.
Cumhuriyetin 87. yılı yaklaşırken, Cumhuriyeti kutlamaya ne kadar hakkımızın var olup olmadığını düşünmeden edemedim.
Neredeyse bir asır zaman önce Atatürk, Fransızların Cumhuriyet için “Cumhuriyet bir fazilettir.” Sözü üzerine uzun uzun düşünüyor ve Cumhuriyetin erdem olduğu fikrini hepimize anlatmaya çalışıyor.
Cumhuriyet yüzeysel baktığımızda bir yönetim şeklidir. Egemenliğin millette olduğu ve bu egemenliğini belirli süreler için seçmiş olduğu kişilere devrettiği bir yönetim şekli.
Ama derinlemesine bakıldığında Cumhuriyetin gerçek anlamı erdemdir. Temeli insan olan bir erdem. Her onurlu bireyin, saf iradesiyle kendisini ifade edebildiği, hiç bir kimsenin, hiçbir inancın ve hiçbir gücün etkisinde ve baskısında kalmadan özgürce yaşayabildiği bir yaşam şeklidir. Cumhuriyet. onun için de Demokrasiyle desteklenmeli ve Laiklik ile korunmalıdır.Vazgeçilmez temeli ise Hukuk olmalıdır.
Demokrasinin bir kavram kargaşasına kurban edilmesi, laikliğin dinsizlik sayılması,hukukun ise resmen katledilmesi Cumhuriyeti koruyan desteklerin yok edilerek rejimimizi parçalamaktan başka amacı ne olabilir?
Aydınlık ve çağdaş bir yaşam şeklini bize sunabilmek için çok kısa dönemde büyük devrimler yapan Atatürk , insanın onurlu bir şekilde yaşayabilmesi için tek yönetim şekli olan Cumhuriyeti ilan ederken, bizi rahat bırakmayacak ve parçalayıp bölmek isteyecek güçlerin oyunlarını o zamandan görüp, NUTUK’u yazmış ve Cumhuriyeti gençlere emanet etmiştir.
“EY TÜRK GENÇLİĞİ!
BİRİNCİ GÖREVİN; TÜRK BAĞIMSIZLIĞINI,TÜRK CUMHURİYETİNİ SONSUZA DEĞİN KORUMAK VE SAVUNMAKTIR
Bu gençlik Aklı hür, irfanı hür ve vicdanı hür olan gençliktir.
Evet Cumhuriyet bir erdemdir. Hiçbir bireyin Allah’tan başka kimsenin kulu kölesi olmadığı, evrensel yasalara uyumlu ve dolayısıyla onurlu yaşayacağı bir yönetim şekli.
Cumhuriyet’in erdemini layıkıyla yaşayabilmek için her bireyin de eğitimli olması gerekmektedir. Eğitim öğretimle karıştırılmamalıdır. Nice eğitimsiz doktorlar, mühendisler, profesörler yurdumuzda ve hatta dünyada fink atmaktadır. Eğitim sadece bilgi ve beceri öğretisi değil aynı zamanda davranış şeklidir. Davranışların iyiye,doğruya ve güzele doğru değişmesi ve dönüşmesidir. Bu iyi,doğru ve güzel kişilere göre değil evrensel yasalara göre olmalıdır. Yani etik olmalıdır. Etik olan tüm davranışlar ve kavramlar zamana ve mekana göre değişir bu yaradılışın yasasıdır, her şey her an yeniden oluşmaktadır. Onun için de her olay zamana ve mekana göre çok değişik şeyler ifade edebilir ama etiğin özü değişmez. Evrensel iyi, doğru ve güzel bütünün yararına adil ve güzel olarak uygulanmalıdır.
Cumhuriyetin temeli ise Hukuktur.
Atatürk 1925 de ilk Hukuk Mektebi’nin açılışında tüm hukukçulara. “Cumhuriyetin temelini sizler atacaksınız” demiştir.
Hiç kimsenin, hiçbir gücün ve hiçbir inancın tesirinde kalmadan (Laik), herkese fırsat eşitliğinin tanındığı (Demokratik) ve adil (Hukuk) bir yaşamdır Cumhuriyet. Ve insanoğlu sosyal yaşamında böyle onurlu bir şekilde yaşamayı hak eder. Ama özellikle cahil bırakılan ve daha da fakirleşip cahilleşerek emperyalistlerin oyuncağı haline getirilmesi amaçlanan bir toplumun bu erdemi anlaması tabii ki günümüzde de görüldüğü gibi mümkün değildir.
EY TÜRK GENÇLİĞİ!
Atalarımızın kanlarıyla, yavrularımızın canlarıyla kurtarılmış vatanımızı, büyük bir zeka,özveri ve ileri görüş ile kurulmuş Cumhuriyetimizi biz o zamanın gençleri koruyamadığımız için sizden Tüm Türk halkı adına özür diliyor ve bu Cumhuriyet Bayramını kutlamayı kendime layık görmüyorum.
Ama biz Mustafa kemal Atatürk’ün evlatları olarak gelin, hepinizi çağırıyoruz yeniden yurdumuzu ve Cumhuriyetimizi emperyalistlerin elinden kurtaralım ve daha nice yüzlerce sene CUMHURİYET BAYRAMIMIZI hep birlikte kutlayalım.
BİHİN EDİGE